İSTANBUL – Kürtçe mizah dergisi Golik, cezaevindeki siyasi tutuklular tarafından 2012’de kuruldu. Dergi, bugüne kadar birçok kez baskıya maruz kalmasına rağmen 22 sayı çıkarıldı. Golik dergisi, son olarak Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in odasında bulunduğu için tutuklanma gerekçelerinden biri olarak sayıldı. Golik Yayın Yönetmeni İsmail Aktaş, “Dergimizin Ahmet Özer başkanla birlikte gözaltına alındığını duyduk. Golik, Kürtçe olduğu için ‘Alın bunu, alın bunu’ demişlerdir! İçeriğine dair tek bir fikirleri yoktur. Dedim ki ‘Muhtemelen savcı gülmek için almıştır. Golik herkesi güldürmek istiyor” dedi.
“Golik, Kürt tutsakların tutsaklıklarından taşan bir dergidir. Golik yayınlanmış olan herhangi bir dergi değil, en büyük özelliği cezaevinden çıkmış olmasıdır” diyen İsmail Aktaş, “Tutsakların her şeye rağmen ‘Bu bir gülme eylemidir’ diyerek dışarıya taşmalarının bir ürünüdür. Türkiye’nin birçok cezaevinden çizerlerinin mektuplarla bir araya geldiği ve dışarıya yine mektuplarla gönderdiği bir dergidir. Belki de böylesi bir örnek dünyada tektir” ifadesini kullandı.
‘TÜRKÇE MİZAH DERGİLERİNDEN BİR SELAM BİLE GELMEDİ’
Ekonomik zorluklar ve engeller nedeniyle okura ulaşamadıklarını belirten Aktaş, sözlerine şöyle devam etti:
“Dergimiz uzun bir aradan sonra 2022’de Kürtler arası ulusal birliğe çağrı yaparak ‘Yekiti’ kapağıyla çıktı. Beklediğimizden daha fazla ilgi gördü. Şimdilerde Golik çeşitli etkinlik ve kitap fuarlarına katılmaya çalışıyor ama yeni yayınlar yapmakta zorlanıyor. Tabii bunun en büyük sebebi çizerlerinin tutsak oluşu ve sık sık çizimlerin gelemeyişi. Öte yandan ekonomik sorun nedeniyle de dergi düzenli basılamıyor. Birçok defa Türkçe karikatür dergilerinin bize nasıl yaklaştığı soruldu. Kürtçe bir dergiyi çıkartmaya çalışıyorken Türkçe mizah dergileriyle bırakın bir selamı, bir tanışma dahi olmadı. Şimdi bize ‘Rakip misiniz?’ deniliyor. Nasıl rakip olalım? Tüm çizerlerimiz tutsak. Hiçbir sayıyı vaktinde yayınlayamıyoruz. Dağıtımcı dergimizi dağıtmıyor. Var olma mücadelesi veriyoruz. Kağıdı bile zor bulup yayınlanan bir dergiyiz. Ama biz tüm mizah dergilerinden çok daha iyiyiz.”
‘GÜLME EYLEMİ DEVAM EDİYOR’
Golik dergisinde birçok dilde çizimler olduğunu söyleyen Aktaş, şöyle devam etti: “İlk günden bugüne Golik, her şeye rağmen gülebilmeyi, gülerken barışabilmeyi eğer gülmelerimiz yayılırsa hep birlikte kazanabilmeyi umut ediyor. Gülme eylemi hala devam ediyor. Golik kendini Kürtçe karikatür mizah dergisi olarak tanımlıyor ama dergide birçok dilde çizimler oluyor. Önemli olan çizimlerin ruhudur, çizimleri ileten tutsağın ifade gücünün çizgide nasıl durduğudur. Dergiyi, okuma yazma bilmeyen birçok insanımızın ilgiyle incelediğini gördüm. O zaman anladım ki çizimler çoktan hepimizin eşitliğini sağlamış, çizimin ifade gücü tüm dilleri birleştirmiş. Derginin bir sayfasını okur sayfası olarak boş yayınlıyoruz. Aslında bunun da anlamı bende gizli. Sizler aracılığıyla ilk defa duyurmuş olayım, üç yıl cezaevinde kaldım. Cezaevinde üretmenin, üretimlerin dışarıya taşmasını iyi bilir, bu heyecanı anlarım. Cezaevi şartlarında kimi zamanlarda kağıt bulup birkaç şey yazabilmek zor olabilir. Kitapların arkasına veya kitap kapaklarına iliştirilmiş renkli kağıtları keser dışarıya renkli kağıtlarda mektup yazardım. Böylece daha anlamlı olurdu. Derginin genel yayın yönetmeni olduğumda bir sayfanın her zaman boş olmasını istedim. Cezaevlerinde belki bu sayfayı koparmak isteyenler olur diye. Maalesef dergimiz cezaevlerine giremedi.”
‘ÇİZİMLERİN ÜZERİNE ‘GÖRÜLMÜŞTÜR’ MÜHRÜ VURULUYOR’
““Golik cezaevinden çıkıyor ama yeniden cezaevine girmesine izin verilmiyor. Buna gülme eylemi demeyelim de ne diyelim” ifadesini kullanan Aktaş, “Tabi hepimizin bildiği gibi cezaevlerinin en bilinen iletişimi mektupla iletişimdir. Mektupların kayboluşu, bazen gelen mektupların adres bulunamadı denilip geri iade edilmesi kötü niyetin ürünü. Kimi posta görevlileri, mektubu gönderen kişilerin cezaevinden olduğunu görünce olduğu gibi iade yolu seçebiliyor. Mektup cezaevi idaresini geçtikten sonra bir de posta görevlilerini sağlıklı geçerse ancak o zaman elimize ulaşıyor. İçerisinde çizim varsa çizimlere cezaevi mektup okuma komisyonu imza atmış oluyor. Buradan komisyona da seslenmek istiyorum. Sevgili mektup okuma komisyonundaki memurlar, yahu niye ‘GÖRÜLMÜŞTÜR’ mührünüzü çizimlerin üstüne vuruyorsunuz? Yapmayın bu ayıbı. Dergimize bakarsanız kimi çizimlerde cezaevi kaşelerini hiç silmeden yayınladık. Bu ayıp bizim değil, tarihe böyle not düşmüş olalım diye öyle kullandık” diye konuştu.
‘MUHTEMELEN SAVCI GÜLMEK İÇİN ALMIŞTIR’
Golik’in Ahmet Özer’in odasında bulunduğu için tutuklanma gerekçesi sayılmasına değinen Aktaş, şunları söyledi:
“Esenyurt Belediye Başkanı Özer, dergimizi satın alıp okuyan veya abone olan bir okurumuz değil. Dergimiz yayınlandığında çeşitli sivil toplum öncülerine, belediye başkanlarına, parlamenterlere gönderiyoruz. Birçok yerel etkinlik ve fuarlara katılıyoruz. Muhtemelen Sayın Ahmet Özer’e de bu şekilde ulaştı. Amacımız Kürtçe bir karikatür dergisi olduğunu duyurmak. Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atandığında dergimizin de Ahmet başkanla beraber gözaltına alındığını duyduk. Şaşırdık desem ülkenin hali için garip olur. Öylesine trajik şeyler oluyor ki şaşırma duygumuz normalleşir hale geldi. Şundan eminim, Golik Kürtçe olduğu için ‘Alın bunu alın’ demişlerdir! İçeriğine dair tek bir fikirleri yoktur. Geçenlerde anlattım. Dedim ki ‘Muhtemelen savcı gülmek için almıştır.’ Golik herkesi güldürmek istiyor. Özer’in avukatı Şevket Tuci ile iletişim halindeyiz. İhtiyaç duyulursa dergimizi savunabileceğimizi ve davaya katılmak istediğimizi ilettik. Bugüne kadar dergimizin yasaklandığına dair bir karar elimize ulaşmadı. Bu şekilde haberlerle okurlarımızı ürkütüp sürdürülebilirliğimizi zorlaştırmak istiyorlar. Herkes Golik’e sahip çıkmalı. Özellikle Türkçe karikatür yayıncılığı yapan dergileri dayanışmaya davet ediyoruz.”